Yargı Kararları

Adli Makamlarca Verilen İlamlarda Takip Öncesi İdareye Başvuru Şartının Bulunmaması-Yargıtay Kararı

ADLİYE MAHKEMELERİNCE VERİLEN İLAMLARDA
TAKİP ÖNCESİ İDAREYE BAŞVURU ŞARTININ
BULUNMADIĞI – KESİNLEŞMEDEN TAKİP
BAŞLATILAMAYACAK KARARLAR
Özet: Somut olayda icra takibine konulan ilam alacağa dair olup, yukarda
belirtilenler arasında yer almadığından takibe konulabilmesi için kesinleşmesi
gerekmez. Bu sebeplerle şikayetin reddi gerekirken, anılan gerekçeyle kabulü
isabetsizdir.
T.C.
Yargıtay
8. Hukuk Dairesi
E: 2013/8237 K: 2013/13579 K.T.: 26.09.2013
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde
temyizen tetkiki temyiz edene tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya
mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup
incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
KARAR: Borçlu vekili, alacaklı vekili tarafından, vekil edeni aleyhine Mardin 2. Asliye
Hukuk Mahkemesi’nin 2012/289 Esas ve 2012/755 Karar sayılı alacak ilamına dayalı
olarak ilamlı icra takibi başlatıldığını, alacaklının 6352 sayılı kanunun 58. maddesiyle
değişik 2577 sayılı kanunun 28. maddesinin 2. fıkrasına göre, vekil eden İdareye
yazılı başvuruda bulunarak, alacağının ödenmesini talep edip, 30 günlük kanuni
bekleme süresinden sonra ödeme yapılmaması halinde icra takibi başlatması
gerekirken, bu yasal zorunluluk yerine getirilmeden başlatıldığını ve dayanak ilamın
kesinleşme şerhi olmadan icraya konulmuş olması sebebiyle takibin iptaline karar
verilmesini istemiştir. Mahkemece, talep kabul edilerek icra emrinin iptaline karar
verilmesi üzerine hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Talep, İİK’nın 41. maddesi yollamasıyla İİK’nın 16. maddesine dayalı şikayete
ilişkindir.
6352 sayılı kanunun 58. maddesiyle değişik 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun 28/2. maddesinin “… Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini
gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet
ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde
bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, 1. fıkrada
belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde
ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur …”
hükmünü içermektedir. Ancak, 2577 Sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca; Danıştay,
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri’nin görevine
giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi olup, Kanunun
28/2. maddesine dair anılan değişikliğin, adli yargı mahkemeleri tarafından verilen
ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Ayrıca, 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken
HUMK’un 443/1 (H.M.K. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını
durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine
getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.
Taşınmaza ve buna dair ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair ilamlar (HUMK
443/4 m.). Mahkûmiyete dair ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine dair
kısımları, (5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.
maddesi) Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 Sayılı İçtihadı Birleştirme
Karan), Menfi tespit davasına dair ilamlar (İİK 72. madde) Yabancı Mahkeme
ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK 41/2), Sayıştay Kararları (832 Sayılı
Sayıştay Kanunu 64. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz
uygulamalarıyla ilgili davalarda verilen kararlar (2577 Sayılı İYUK’un 28/1),
mülkiyetin tespitine dair olmaları sebebiyle istihkak davasının kabulüne dair ilamlar
kesinleşmeden infaz edilemez.
Somut olayda icra takibine konulan ilam alacağa dair olup, yukarda belirtilenler
arasında yer almadığından takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmez. Bu
sebeplerle şikayetin reddi gerekirken, anılan gerekçeyle kabulü isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle Mahkeme kararının yukarda
açıklanan sebeple İİK’nın 366. ve HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
taraflarca HUMK’un 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nın 366/3. maddeleri gereğince
Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme
isteğinde bulunulabileceğine, 26.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Alanya Lawyer

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

5 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

7 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago