Bilgi Deposu

Açılış Zamanına Göre Menfi Tespit Davaları

 Açılış Zamanlarına Göre Menfi Tespit Davası 

 A. İcra Takibinden Önce Açılan Menfi Tespit Davası:

Bu durumda borçlu aleyhine henüz bir icra takibi başlatılmamışken ; aslında var olmayan bir borcu ödemekle kendisini tehdit eden kişiye karşı menfi tespit davası açılabilir . Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve açılacak dava sonucunda verilecek kararla belirsizlik ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğu kabul edilmelidir . 

Kural olarak menfi tespit davası icra takibini etkilemez , takibi durdurmaz . Ancak ; mahkeme talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında , icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir (İİK. m.72/2).  İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasında tazminata hükmedilemez. Zira tazminata hükmedilmesi için haksız ve kötüniyetli açılmış bir takip bulunmalıdır. 

Menfi tespit davasına bakan mahkeme , davanın alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla açıldığı kanaatine varırsa ihtiyati tedbir talebini reddetmelidir .  

Alacaklının ihtarname keşide ederek alacağını talep etmesi halinde sadece alacağını talep etmesi bu ihtarın talebin ciddiliğini ortaya koyduğu kabul edilemez . Bu durumda davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının tespiti için alacaklının elinde bulunan belgenin niteliğinin tespit edilmesi gerekir . Örneğin alacaklı ihtarında hiçbir belgeye dayanmadan alacak talebinde bulunmuşsa bu ihtar üzerine menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı bulunmamaktadır . Zira borçlu alacaklının hiçbir belgeye dayanmadan başlattığı ilamsız takibe itiraz etmek suretiyle takibi durdurmak olanağına sahiptir .
Alacaklının elinde bir senet veya İİK.nun 68.maddesinde sayılan belgelerden biri bulunuyorsa borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilmelidir .  

İcra takibinden önce alacaklı elinde borçlu aleyhine ciddi bir belge varsa menfi tespit davası açılabilmektedir . Doktrinde takip açıldıktan sonra borçlunun yapacağı itirazı kaldıracak güçte bir belge varsa borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki menfaati bulunduğu kabul edilmektedir . Borçlu , borç ilişkisindeki sakatlıklar ile alakalı menfi tespit davası açılabilir . 

“Madde 68 – (Değişik: 18/2/1965-538/38 md.) (Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/16 md.)” 

“Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse…” 

“Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2014/7626, K. 2015/4782, T. 6.4.2015” 

‘’…Davalı banka tarafından davacıya gönderilen 4.2.2011 tarihli noter ihtarnamesi ile davacıda bulunan teminat mektupları ve 20 adet çek yaprağının bankaya iadesi istenmiş, bu ihtarname üzerine davacı, davaya konu teminat mektuplarını ve çek yapraklarını dava açılmadan önce davalı bankaya iade etmiştir. Bu iadeden sonra davalı banka tarafından davacıya çekilen aynı konu ile ilgili başka bir ihtarname bulunmadığı gibi bu konuları içerir bir icra takibine de rastlanılamamıştır. Hal böyle olunca davacının davadan önce iade edilen teminat mektupları ve çek yapraklarından dolayı menfi tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarından olduğundan re’sen gözetilmelidir…’ 

B) İcra Takibinden Sonra Açılan Menfi Tespit Davası:

Borçlu takipten sonra da borçlu olmadığının tespiti için bir menfi tespit davası açabilir . Bu davada da borçlunun hukuki yararının olması gerekir . Borçlu itiraz sonucunda takibin durmasını sağlasa dahi , ileride itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davasına muhatap olma tehdidi altında olması sebebiyle ; menfi tespit davası açmakta hukuki yararının var olduğunun kabulü gerekmektedir . İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez . Ancak alacağın %15’inden az olmayan bir teminat yatırılıp ihtiyati tedbir kararıyla , takip sonunda icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi sağlanabilir . Mahkemenin ihtiyati tedbir kararı vermesi durumunda haciz yapılmasına engel olunmakta , teminat karşılığında , davanın sonuna kadar para alacaklıya ödenmemektedir . Bunun dışında kural olarak ihtiyati tedbirle hacze veya satışa engel olmak mümkün değildir .  Nitekim Yargıtay kararları da bu yöndedir .  

  “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu , E. 2011/19-622, K. 2012/9, T. 18.1.2012” 

‘’…Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir icra takibi olan borçlunun bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Alacaklının elinde İ.İ.K.nun 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu sebeple de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır…’’ 

“MADDE 72/III  İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. Eğer menfi tespit davası sahtelik iddiasına dayalı olarak açılıyorsa, HMK m. 209’un özellikle birinci fıkrasının dikkate alınması gerekir. Sahteliği iddia olunan senede dayanarak yürütülen işlemler de durur. Dolayısı ile bu senede dayanarak başlatılan icra takibi de durur. Bu hüküm emredicidir. “ 

 

MADDE 209 

 “(1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.  

(2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.  

(3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir.” 

MENFİ TESPİT DAVASI YARGILAMA USULÜ

İcra ve İflas Hukukunda düzenlenen menfi tespit davası hem maddi hukuk hem de usul hukuku açısından genel hükümlere tabidir . Davanın genel hükümlere tabi olması sebebiyle , Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanacaktır8 . 

İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme , davalının yerleşim yeri mahkemesi veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir . 

Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken ve icra mahkemesinde bildirmediği itiraz ve defileri de menfi tespit davasında ileri sürebilecektir . 

MENFİ TESPİT DAVASINDA SÜRE

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs , ödediği tarihten itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir . 

Davada ödenecek olan harç , dava bedeli üzerinden hesaplanır yani nispi harçtır . Aynı şekilde vekalet ücreti de dava sonunda yasal oranlara göre dava bedeli üzerinden hesaplanacaktır . 

Söz konusu dava sonucunda borç ilişkisinin hukuki dayanağı olup olmadığı tespit edilecek . Tahsil için gerekli işlemler yapılacaktır . Hak kaybına uğramamak için iki tarafın da alanında uzman avukat tarafından temsil edilmesi gerekmektedir . 

 

Sena Doymuş

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 hafta ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 hafta ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

1 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

1 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

3 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

4 ay ago