1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 3 (üç) maddesinde değişiklik içeren 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 05.04.2023 tarih ve 32154 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Anılan Kanun’un 10. maddesi ile Avukatlık Kanunu’nun 43. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Avukatların büro kurma giderlerinin karşılanması için kredi ve finans kuruluşları ile kredi veren kamu kurum ve kuruluşlarınca uygun şartlarda finansman desteği sağlanır. Desteğin sağlanmasına ilişkin usul ve esaslar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından belirlenir.”
Kanun’un 11. maddesi Avukatlık Kanunu’nun 65. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “yarı oranında alınır” ibaresi “alınmaz” şeklinde değiştirilmiştir.
Kanun’un 12. maddesi ile Avukatlık Kanunu’nun 180. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “ikisi” ibareleri “üçü” şeklinde değiştirilmiştir.
Bunlardan başka ayrıntılarına ekli karşılaştırma cetvelinde yer verilen değişikliklerin bir kısmı aşağıda ifade edilmiştir:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nda yapılan birtakım değişiklikler;
- İcra ve İflas Kanunu’na “konutta haciz” başlıklı madde eklenmiştir. Buna göre, icra müdürünün, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunu tespit etmesi halinde bu yerde haciz yapılmasına karar vereceği ve bu kararı icra mahkemesinin onayına sunacağı, Mahkemenin, dosyanın tevdi edildiği tarihten itibaren en geç 3 gün içinde dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda, haciz yapılması talep edilen yerin konut olduğunun anlaşılması halinde kararın onaylanmasına kesin olarak karar vereceği ve bu kararın icra dairesine bildirilmesi üzerine haciz işlemleri yapılacağı düzenlenmiştir. Haciz yapılması talep edilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde ise mahkemenin, konutta haciz yapılmasına dair kararı kesin olarak kaldıracağı, bu karar üzerine icra müdürünün, mevcut haciz talebi hakkında yeniden karar vereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca Mahkemenin onaylama kararı üzerine hacze gidilen yerin konut olmadığının anlaşılması halinde hacze devam edileceği, ancak konut olmadığı kabul edilen bir yerle ilgili verilen haciz kararı üzerine yapılan haciz işlemi sırasında, bu yerin konut olduğu anlaşılır ve borçlu da haczin yapılmasına rıza göstermez ise haciz işlemine son verileceği düzenlenmiştir. Konutta hacze ilişkin düzenlemenin yürürlüğe gireceği tarihten önce verilen konutta haciz yapılmasına ilişkin kararlar ve haczedilmiş eşyalar hakkında ayrıca ihtiyati haciz hakkında ise bu hüküm uygulanmayacaktır.
- Borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine ait kişisel eşya ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyası haczedilemeyecek mallar arasında sayılmıştır.
- İcra takibine konu alacağı aşacak şekilde haciz yapılamayacağı düzenlenmiştir.
- İcra ve İflas Kanunu’na, “muhafazasına gerek kalmayan malların tasfiyesi” başlıklı madde eklenmiştir.
2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’da yapılan bir takım değişiklikler;
- Uyuşturucu maddelerin kesin olarak raporları alındıktan sonra yönetmelikte belirlenen usule uygun alınacak örneklerin saklanması kaydıyla müsaderesine, sulh ceza hâkimliğince soruşturmanın her safhasında karar verileceği, müsaderesine karar verilen uyuşturucu maddelerin gereği yapılmak üzere mühürlü olarak mahalli mülki amirliğe teslim edileceği, örnek olarak alınan uyuşturucu maddelerin hükümle birlikte müsadere edileceği ancak hükmün kesinleşmesinden sonra mahalli mülki amirliğe teslim edileceği düzenlenmiştir.
- Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce el konulmuş uyuşturucu veya uyarıcı maddeler bakımından da bu değişikliklerin uygulanacağına yönelik düzenleme yapılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişiklik;
- Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması kurumu bakımından mahkemenin önüne gelen dosyalarda tahkikatın tamamlanmasını müteakip gecikmeksizin en geç iki gün içinde karar vereceği düzenlenmiştir.
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’da yapılan değişiklik;
- Asliye ticaret mahkemelerinde tek hakimle görülen konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda, dava değeri beş yüz bin liradan bir milyon liraya çıkarılmış ve söz konusu parasal sınırın her yıl yeniden değerleme oranında artırılacağı düzenlenmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yapılan bir takım değişiklikler;
- Göçmen kaçakçılığı suçu için verilen cezanın alt sınırı 3 yıldan 5 yıla çıkarılmıştır.
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu bakımından, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri ile amfetamin ve türevlerinin imal ve ticareti suçuna ilişkin cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiştir.
- Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarında cumhuriyet savcısı tarafından verilen erteleme kararının kolluk birimlerine de bildirileceği düzenlenmiştir. Tedavi veya denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin uzatma süresi 2 yıla çıkarılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan bir takım değişiklikler;
- Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu bakımından görevlendirilen soruşturmacının hakim kararı ile kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde delil toplamak amacıyla ses veya görüntü kaydı yapabileceğine yönelik düzenleme yapılmıştır.
- Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da davanın yokluğunda bitirilebileceği düzenlenmiştir.
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebileceği ve itiraz merciinin, karar ve hükmü inceleyerek; usul, esasa ilişkin hukuka aykırılık tespit ettiği takdirde gerekçesini göstererek karar ve hükmü kaldırarak, gereğinin yapılması için dosyayı mahkemesine göndereceği düzenlenmiştir.
- Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında sanık aleyhine itiraz edilebilmesi için kararı etkileyecek nitelikte esaslı bir hatanın bulunmasının zorunlu olduğu, bu itirazın sanık veya müdafinin dava dosyasında belirlenen son adresine tebliğ edileceği ve ilgililerin, tebliğden itibaren yedi gün içinde yazılı cevap verebileceği düzenlenmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yapılan bir takım değişiklikler;
- Çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlünün cezasının infazının ertelenmesine ilişkin madde eklenmiştir.
- Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde yer alan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanların tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılması zorunlu olarak düzenlenmiş ve bunun uygulanmasına yönelik hükümler getirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan bir takım değişiklikler;
- Basit yargılama usulünün uygulandığı ticari davaların miktar ve değeri bir milyon Türk Lirasına çıkarılmıştır.
- Ticari davalardan, konusu bir miktar para olan itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında arabuluculuğun zorunlu dava şartı olduğu hüküm altına alınmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda yapılan bir takım değişiklikler;
- Arabuluculuk faaliyeti sonunda arabulucunun taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendireceği düzenlenmiştir.
- Milletlerarası sulh anlaşma belgelerinin icrasına ilişkin madde eklenmiştir.
- Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıkların arabuluculuğa elverişli olduğuna yönelik düzenleme yapılmıştır.
- Kanunlarda icra edilebilirlik şerhi alınmasının zorunlu kıldığı haller hariç, taraflar ve avukatları ile arabulucunun, ticari uyuşmazlıklar bakımından ise avukatlar ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayıldığı düzenlenmiştir.
- Arabulucunun görevlendirme konusunda avukatı bulunsa bile asıl tarafı da bilgilendireceği düzenlenmiştir.
- Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından sonra, başvuran taraf aleyhine uyuşmazlık konusuyla ilgili olarak icra takibi yapılması durumunda, başvuran tarafın bu takibe karşı son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde 2004 sayılı Kanunun 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası açması ve talep etmesi halinde 72. maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanacağı düzenlenmiştir.
- Bir takım uyuşmazlıklar zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmıştır. Bunlar;
a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.
b) Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.
c) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.
ç) Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar.
Ayrıca bu uyuşmazlıklar bakımında düzenlenen anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin taşınmazla ilgili anlaşma belgeleri bakımından taşınmazın bulunduğu yer, diğer anlaşma belgeleri bakımından ise arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden şerh alınması zorunlu kılınmıştır. Mahkemenin taşınmazla ilgili anlaşma belgeleri bakımından yapacağı incelemede anlaşma içeriğini, arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı ve taşınmazla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslara uyulup uyulmadığı yönünden denetleyeceği, bu kapsamda kurum veya kuruluşlardan bilgi veya belge talep edebileceği ve gerektiğinde duruşma açabileceği hüküm altına alınmıştır.
6384 Sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun’da yapılan değişiklikler;
- Komisyon ve çalışma esaslarına ilişkin 4. maddede değişiklik yapılmıştır.
- Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ve mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği gerekçeleri ile, münhasıran 9/3/2023 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvuruların, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından inceleneceği düzenlenmiştir.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklik;
Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında zorunlu arabuluculuk dava şartı olarak düzenlenmiştir. (Not: Geçici Madde 1 uyarınca 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar bakımından uygulanır)