Bilgi Deposu

4.Yargı Paketi Madde Gerekçeleri İle Birlikte Değişiklikler

GENEL GEREKÇE

Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Cumhurbaşkanınca: 30 Mayıs 2019 tarihinde açıklanan Yargı Reformu Stratejisi Belgesinde vizyon olarak “güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi “vurgulanırken, 2 Mart 2021 tarihinde açıklanan İnsan Hakları Eylem Planında “özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik Türkiye “vizyonu ön plana çıkarılmıştır.

Bu strateji kapsamında önemli reformlar hayata geçirilmiş; soruşturma evresinde tutuklama süresi sınırlandırılmış ve seri muhakeme, basit yargılama, e-duruşma gibi yeni ve etkili usuller ihdas edilmiştir.

Türk Ceza Kanunun da yaşam hakkını ve vücut bütünlüğünü korumaya yönelik olarak birçok suç yer almaktadır. Bu suçların, kendisine ulaşılması nispeten daha kolay olan mağdurlara, bu bağlamda eş veya yakın akrabaya karşı işlenmesi hali, cezayı ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir. Boşanma sürecinde eşler arasında ortaya çıkan, büyüyen hatta husumete dönüşen anlaşmazlıkların, boşanmadan sonra da devam etmesi, bu tür şiddet olaylarının yaşanmasını kolaylaştırmaktadır. Bu sebeple hayata, vücut dokunulmazlığına ve hürriyete karşı suçlardan; öldürme, yaralama, eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden mağdurun boşanmış eş olması halini nitelikli hal olarak kabul etme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere çoğu uluslararası metinde yer alan temel ilkeler uyarınca Ceza Muhakemesi Kanununda bazı düzenlemeler yapılmaktadır.

Koruma tedbirlerinden en ağırı olan tutuklama, yargı sürecinde bir cezalandırma aracı değil Soruşturma ve Kovuşturma aşamalarının daha etkin yürütülebilmesi için düzenlenmiş bir tedbirdir. Tutuklama tedbirinin uygulanma şartlarına ilişkin ek düzenleme yapılmış ve adli kontrol tedbirleri bakımından periyodik inceleme usulü ile azami süreler ve mahsup imkanı getirilmiştir. Amaç kişi hürriyetini ve güvenliğinin korunmasıdır.

Diğer yönden, sulh ceza hakimliklerinin tutuklama ve adli kontrol tedbirlerine ilişkin kararlarına karşı yapılan itirazların incelmesinde yatay usul yerine dikey itiraz usulü getirilmiştir. Bu kararlara karşı inceleme mercii Asliye Ceza Mahkemeleri olacak.

Ayrıca yeni hükümet sisteminde yürütmenin teşkilatlanması ve karar alma süreçlerinin hızlanması ile teknolojinin gelişmesinin bir sonucu olarak idare, hizmet sunumunda daha etkin ve hızlı bir konuma gelmiştir.  Bu ilerlemenin sonuçlarının doğrudan hissedilebilmesi ve birey odaklı yönetim anlayışının kuvvetlendirilmesi için idareye yapılan başvurulara cevap verme süresi kısaltılmış, mahkemeye erişim hakkı güçlendirilmiştir.

MADDELER VE GEREKÇELERİ:

Hukuk devleti ilkesinin geliştirilmesi ve birey odaklı yönetim anlayışının kuvvetlendirilmesi amacıyla,

MADDE 1: İYUK m.10/2 fıkrasında yapılan değişiklik ile Zımni Ret Süresi 60 günden 30 güne düşürülmüştür. Ayrıca Kesin Cevabı Bekleme Süresi 6 aydan 4 aya indirilmiştir.

 

MADDE 2: İYUK Üst Makamlara başvurma başlıklı m.11/2 fıkrasında yapılan değişiklik ile Zımni Ret Süresi 60 günden 30 güne düşürülmüştür

MADDE 3: İYUK m.13/1 fıkrasında yapılan değişiklik ile doğrudan açılacak Tam Yargı Davalarının ön koşulu olan ön karar alma başvurularına ilişkin ile Zımni Ret Süresi 60 günden 30 güne düşürülmüştür.

                                                           Bu düzenlemeler yapılmıştır.

NOT: Özel kanunlarda farklı süreler öngörülmüş ise söz konusu özel kanun kapmasındaki süreler uygulanacaktır.

 

Yargılamada yaşanan gecikmelerin önüne geçilmesi ve makul sürede yargılanma hakkı ile hak arama özgürlüğünün daha etkin kullanılması amacı ile

MADDE 4: İYUK m.24/1’e “karar verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde yazılır ve imzalanır.” cümlesi eklenmiştir. Sonuç olarak nihai kararlar gerekçesi ile birlikte en geç 30 gün içinde yazılmalıdır.

MADDE 5: Kanuna Geçici 10.MADDE “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 10,11 ve 13.maddeler uyarınca idareye yapılan başvurularda eski süreler uygulanır.

 

MADDE 6,7,8,9: TCK’da yapılan değişiklikler ile Kasten Öldürme, Kasten Yaralama, Eziyet, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçlarının fail tarafından boşandığı eşine karşı işlenmesi hali, suçların nitelikli halleri arasına alınmıştır.

MADDE 10: CMK 12.madde’ye eklenen fıkra ile bilişim sistemlerinin, banka ya da kredi kurumlarının veya banka ya da kredi kartlarının araç olarak kullanılması ile işlenen suçlarda, yetki bakımından suçun işlendiği yer mahkemesine ek olarak mağdurun yerleşim yeri de yetkili hale gelmiştir.

MADDE 11: Teknolojik gelişmeler doğrultusunda mevcut usule ek olarak CMK m.44/1’e eklenen cümle ile zorla getirme kararlarının; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim araçlarından yararlanmak suretiyle bildirim yapılması eklenmiştir. Ancak bunun için tanığın iletişim bilgilerinin dosyada bulunması gerekli ve sayılan araçlardan en az biri ile bildirimde bulunulması yeterli olacaktır. (1.09.2021 tarihinde yürürlüğe girecek)

MADDE 12: CMK m.94’e “ifadesi alınmak üzere düzenlenen yakalama emrine binayen mesai saatleri dışında yakalanan ve belirlenen tarihte yargı önünde hazır bulunmayı taahhüt eden kişinin serbest bırakılması, CB tarafından emredilebilir. Bu hüküm her yakalama emri için sadece 1 kez uygulanabilir. Taahhüdünü yerine getirmeyen kişiye, yakalama emrini düzenleyen yer CB tarafında 1000 TL idari para cezası verilir.

Bu eklenen fıkra ile kişilerin özgürlüğünü kısıtlayan koruma tedbirlerinden olan yakalama emrinin, telafisi güç zararlar doğurmasını önlemek amaçlanmıştır.

MADDE 13: CMK m.100/3 fıkrasında yapılan düzenleme ile, 3.fıkrada sayılan suçlar (katalog suçlar) bakımından da tutuklama tedbirine başvurulabilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunması gerekmektedir.

Zaten1.,2.ve 3. fıkra birlikte değerlendirildiğinde aynı sonuca ulaşılacağı ancak uygulamada bazı tereddütlerin yaşanması sebebiyle bu düzenleme yapılmıştır.

MADDE 14: CMK m.101’de yapılan düzenleme ile tutuklamaya, tutukluluğun devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin hâkim ya da mahkeme kararlarında, mevcut koşullara ilave olarak adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren delillerin de somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilmesi gerektiği kabul edilmiştir.

MADDE 15: CMK’ nin 109. Maddesinin 6.fıkrasında yapılan değişiklik ile konutu terk etmeme yükümlülüğü şahsi hürriyeti sınırlama nedeni sayılmış, bu yüküm altında geçen her 2 günün, cezanın mahsubunda 1 gün olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmaktadır.

MADDE 16: CMK 110.madde de düzenleme yapılarak Soruşturma evresinde, şüphelinin adli kontrol yükümlülüğünün devamını gerektirip gerekmeyeceği hususunda en geç 4 aylık aralıklarla Cumhuriyet Savcısı istemiyle SCH tarafından bir karar verilecektir. Kovuşturma evresinde ise mahkeme en geç 4 aylık sürelerle Re’ sen karar verecektir. (1.1.2022 tarihinde yürürlüğe girecek)

MADDE 17: CMK ’ya 110/A maddesi eklenerek, adli kontrol tedbiri bakımından azami süreler belirlenmiştir. Düzenleme ile kişilerin özgürlüklerinin güvence altına alınması ve adli kontrol önleminin ölçüsüz uygulanmasının önüne geçmek amaçlanmıştır. (1.1.2022 tarihinde yürürlüğe girecek)

  • Ağır Ceza Mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en çok 2 yıl, bu süre zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilecek.
  • Ağır Ceza Mahkmesinin görevine giren işlerde ise en çok 3 yıl, bu süre zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilecek. Ancak uzatılan süre, toplam 3 yılı, TCK 2.kitap 4.kısım dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda 4 yılı geçmeyecektir.
  • AYRICA adli kontrol süreleri çocuklar açısından ½ oranında uygulanacaktır.

 

MADDE 18: CMK madde 137.maddesini 3.fıkrasına hüküm eklenerek, KYOK kararı verilmesi halinde olduğu gibi BREAAT kararı verildiğinde de tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtların, hâkim denetimi altında yok edileceği hükme bağlanmıştır. Ancak bu kayıtların yok edilmesi ancak beraat kararının KESİNLEŞTİĞİ tarihten sonra yapılacaktır.

MADDE 19: CMK 170.madde 4.fıkrada yapılan değişiklik ile iddianamede olayların delillerle ilişkilendirilerek açıklandığı kısımda, yüklenen suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Bu düzenleme ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı ve ayrıca kişilik hakları korunmak istenmiştir.

MADDE 20: CMK 176. Madde 1.fıkraya hüküm eklenmek suretiyle, iddianameye ilişkin bilgiler ile duruşma tarihinin; telefon, faks, elektronik posta gibi iletişim bilgilerinin dosyada bulunması halinde bu araçlardan faydalanılarak sanığa bildirileceği kabul edilmiştir. Ancak, çağrı kaydına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmayacaktır. Sayılan araçlardan en az birisi ile bildirimde bulunmak yeterli olacaktır. (1.09.2021 tarihinde yürürlüğe girecek)

Teknolojik gelişmelere paralel olarak yargısal etkinlik ve verimliliğin artırılması amacı ile bu düzenleme yapılmıştır.

MADDE 21: CMK 233.maddenin 1.fıkrasına eklenen hüküm ile ceza yargılanmasında mağdur veya şikayetçinin suçun hukuki nitelendirmesinden duruşma başlamadan önce haberdar edilmesini temin etmek amacıyla kovuşturma evresine geçildiğinde çağrı kağıdına iddianamenin de eklenmesi zorunlu hale getirilmiştir. 20. Madde ‘de getirilen yenilikler (faks, telefon …) bu madde içinde geçerlidir.

Ayrıca maddenin 2.fıkrasında yapılan değişiklik ile mağdur ya da şikayetçi hakkında çıkarılacak zorla getirme kararı bakımından tanıklara ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu durum bu kanunla düzenlenen (11.madde) 44.madde hükmü ile birlikte değerlendirilmelidir. (1.09.2021 tarihinde yürürlüğe girecek)

MADDE 22: CMK 25.maddesinin 4.fıkrasına eklenen hüküm ile seri muhakeme usulünün koşulları bulunması halinde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanabilmesine imkan sağlamıştır. TCK 61.madde göz önünde bulundurularak suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel ceza belirlenip koşulları bulunması halinde zincirleme suça ilişkin artırım yapıldıktan sonra cezadan yarı oranında indirim yapılacaktır.

–  Maddenin 8.fıkrasına eklenen hükümle, mahkemece tespit edilen eksikliklerin tamamlanması amacıyla talep yazısının CBS’ye iade edilebileceği düzenlenmiştir. Mahkemece belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra talep yazısı yeniden düzenlenip mahkemeye gönderilecektir.

– Madenin 9. Fıkrasındaki düzenleme ise AYM’nin 31.03.2021 tarihli ve 2020/35 Esas; 2021/26 K sayılı iptal kararı doğrultusunda yapılmıştır. Buna göre seri muhakeme usulünde talep yazısını alan mahkeme, dosyadaki delilleri değerlendirmek suretiyle mahkûmiyet dışında beraat veya düşme gibi bir karar verilmesi gerektiği kanaatine varırsa talebi reddetmelidir. Mahkemenin, maddi gerçeğin araştırılması amacıyla soruşturmanın genişletilmesi, yeni delillerin toplanması gibi yetkileri olmadığından, maddi hakikatin ortaya çıkması için talebi reddetmelidir.

– Maddenin 11. Fıkrasına eklenen hüküm ile seri muhakeme usulüne giren suçun, girmeyen bir suç ile birlikte işlenmesi halinde bu usulün uygulanmayacağı düzenlenmiştir.

– Maddenin 14.fıkrasında yapılan değişiklik ile, 9.fıkra kapsamında mahkemece kurulan hükme karşı yapılan itiraz, itiraz mercii itirazları 3.ve 9. Fıkralardaki şartlar bakımından inceler.

MADDE 23: CMK 251. Maddesinin 1.fıkrasına hüküm eklenerek, iddianamenin kabulünden sonra 175. Madde uyarınca duruşma günü belirlenmesinden sonra basit yargılama usulü uygulanamayacağı düzenlenmiştir.

MADDE 24: CMK 268. Maddesinde yapılan değişiklik ile SCH’nin tutuklama ve adli kontrol tedbirleriyle ilgili olarak verdiği her türlü karara karşı yapılan itirazların, yargı çevresinde bulunun Asliye Ceza Mahkemesince inceleneceği düzenlenmiştir.

SCH işlerinin ASCM ‘since görülmesi halinde ise bu durumda yapılacak itirazları inceleyecek mercii, yargı çevresinde bulunan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’dır.

Böylelikle yatay itiraz usulü yerine dikey itiraz usulü getirilmiştir.

NOT: Tutuklama ve adli kontrol tedbirleri haricinde verilen kararlar bakımından 268.maddenin 3.fıkrasındaki mevcut usule göre itiraz incelenecektir.

(1.1.2022 tarihinde yürürlüğe girecek)

 

MADDE 25: Hâkim adayları ile avukat stajyerlerine AYM’de staj yapma imkanı sağlanmıştır.

Mahmut Kaan Datlı

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

2 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

2 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago